Polikistik over sendromu (PKOS), özelikle üreme dönemindeki kadınlarda en sık görülebilen endokrin bir bozukluktur. Her 15 kadından birisini, yani yaklaşık % 7’sini etkilemektedir. PKOS genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle birlikte ortaya çıkmış olan ve sık görülen kompleks bir bozukluk olarak değerlendirilebilir.
PKOS tanısı almış kadın bireylerde;
Aşırı tüylenme (hirşutizm)
Obezite/özellikle abdominal obezite
Gebe kalamama
Mensturasyonun olmaması ya da düzensizliği
Yumurtalıklarda çok sayıda kist oluşumu ile birlikte karakterize olabilmektedir.
Polikistik Over Sendromu bulunan kadınlarda;
Karın (abdominal) bölgesinde yağlanma, kilo kaybetmekte zorlanma, karbonhidrat tüketiminde artış ve hipoglisemik dönemler (kan şekeri düşmesi) yaşanabilmektedir.
PCOS tanısı almış bireylerde; vücut ağırlığının %5-10 oranında azalması ile birlikte yumurtlamanın düzene girmesi ve tüm bu yukarıda belirtilen faktörlerin azalmasını sağlanabilmektedir.
PKOS tanısını almış olan kadınların belirli bir kısmında; Tip 2 diyabet veya diyabete eğilim (insülin direnci) bulunabilmekte veya bu kişilerde belli bir süre sonrasında ise böyle durumlar görülebilmektedir.
Özetle, PKOS tansı almak tek başına, Tip 2 diyabet için risk oluşturabilmektedir. PKOS hastalarında bozulmuş glukoz toleransı ve Tip 2 diyabet oranı farklı çalışmalarda %35-40 aralığında oranında olduğu bildirilmiştir.
Polikistik Over Sendromu’nda (PKOS) Beslenme Önerisi
Kaliteli Protein Kaynakları Tüketin:
- Omega-3 içeriği ve kaliteli protein kaynağı olmasından kaynaklı haftada en az 2 kez balık tüketilmeli
- Hayvansal kaynaklı protein kaynaklarına( kırmızı et, tavuk göğüs, hindi, balık ve yumurta, peynir) gibi besinlerin tüketimine ve miktarına dikkat edilmeli
Kaliteli Yağ Kaynakları Tüketin:
- Yemeklerde zeytinyağı veya ayçiçek yağı gibi bitkisel yağlar kullanılmalı
- Kuyruk yağı, iç yağ, tereyağı gibi doymuş yağlardan uzak durulmalı
- Bitkisel doymamış yağlar (ceviz,fındık, badem gibi yağlı tohumlar, zeytin) gibi yağlar tercih edilmeli
- Trans yağ içeren hazır gıdalar tercih edilmemeli
Düşük Glisemik İndeksli Besinler Tüketin:
- Basit karbonhidrat ve şekerlerden içerikli besinler yerine, kan şekerini daha yavaş yükselten düşük glisemik indeskli kompleks karbonhidratlar tercih edilmeli
Antiinflamatuar Besinler Tüketin:
- Zerdeçal, zencefil, sarımsak, meyve, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve baharatlar anti-inflamatuara etkisi yüksek olan besinler olmakla birlikte vücutta iltihaplanma riskini de azaltmaktadır
Yeterli Lif Tüketimine Dikkat Edin:
Yeterli Sıvı Alımını Sağlayın:
- Kg başına 0,33 L su tüketilmeli
- Çay, kahve, meyve suyu vb. içecekler su yerine geçmemekte ve vücuttan sıvı atımına sebep olabilmektedir.
Yeterli Vitamin-Mineral Alımına Dikkat Edin:
- Özellikle B12 ve D vitamini seviyelerine dikkat edilmeli bu vitaminlerin düşük olma durumunda takviye olarak alınması önerilmektedir
Egzersiz Yapın:
- İnsülin ve kan şekeri seviyelerini normal aralığa getirebilmek ve kilo kaybı sağlamak için egzersiz yapılmalı.